
29 Ocak Dünya Yapboz Günü
7’den 70’e herkesin tutkusu yapbozu 1700’lü yılların Londra’sına giderek biraz daha yakından tanıyoruz.
Hepimizin küçükken bir yapboz tutkusu olmuştur. Bazılarımız da bu tutkuyu korumayı başarabilmiş ve herhangi bir yaşa ait olmayan bu oyuncakla oynamaya devam etmiştir. Yapboz, son parçasını yerine kaoyana kadar geçen sürede insanı zaman zaman sinirlendiren ama daha çok rahatlatan harika bir oyuncak. Peki bu oyuncak ne zaman ortaya çıktı? Yapbozu ortaya çıkaran kişi icadının yüzlerce yıl sonra da bu kadar popüler olacağını tahmin etmiş miydi? Belki bu sorunun yanıtını bulamayız ancak Dünya Yapboz Günü’nde, 7’den 70’e her yaştan insanın vakit geçirmekten keyif aldığı bu oyuncağın tarihine kısaca değinebiliriz.
Yıl 1760, İngiltere’de bir harita atölyesi
Evet, yapbozun ortaya çıktığı yer Londra’da bir harita atölyesi. Bu atölyede John Spilsbury adında bir haritacı çalışıyordu. Bir gün haritalarıyla ilgili aynı işlemleri yapmaktan sıkılmış olacak ki yeni bir şey denemeye karar verdi. Yapbozun atası da bu şekilde doğdu. John Spilsbury haritasını sert bir tahtanın üzerine yapıştırdı ve harita üzerindeki belirli sınırlardan tahtayı keserek parçalara ayırdı. Artık bölgesindeki okula giden çocuklara coğrafya derslerinde kullanabilecekleri bir hediyesi olmuştu. Çocukların oldukça ilgisini çeken bu parçalara ayrılmış harita fikri oldukça değerli görüldü ve 1820’li yıllara kadar tüm İngiltere’deki okullarda kullanılmaya başlandı. Yapbozun popülerliği giderek artıyordu ancak hala bugün bildiğimiz anlamda bir hobi olarak yaygınlaşmaktan uzaktı. Çünkü pedallı testere icat edilene kadar yapboz üretmek o kadar değildi.
Pedallı testere yapbozun kaderini çiziyor.
1880 yılında İngiltere’deki bir gelişme yapbozun yaygınlaşmasında büyük rol oynadı. Çünkü artık pedallı testere vardı ve tahta kesme işi fazla vakit almıyordu. Bu gelişme ile birlikte yapboz sadece okullarda kullanılmaktan çıktı. Üzerine haritadan ziyade farklı farklı birçok resim eklenebiliyor, daha karmaşık ve zor olacak şekilde kesilebiliyordu. Sonraki 40 yıl içinde de tahta yerine kontrplak, daha sonra onun yerine de karton geçti ve bu stres atmaya yardımcı olan oyuncağın dünyayı hakimiyeti altına almasında pek bir engel kalmadı. Öncelikle İngiltere dışında popülerliği arttı ve birçok ülkede yapboz üreten firmalar ortaya çıktı. Zamanla tahta versiyonundan maliyetli olması sebebiyle vazgeçildi. Kağıt ve kartonun daha kolay işlenebilmesi, gelişen baskı teknikleriyle çok çeşitli desen ve resimler basılabilmesi 1920’li yıllarda yapboza altın çağını yaşattı.
Yapboz, sadece yapboz değildir.
Günümüzde binlerce parçadan oluşan yapbozlar tutkunları için bir hazine niteliğinde. Bunu hobi olarak yapanların dışında sadece stresten uzaklaşmak için bile yapan birçok insan var. 1760 yılında o harita atölyesinde ilk ortaya çıkışından bu yana da puzzle pek çok farklı olayla ilişkilendirildi. Bunlardan biri 1930’lu yıllarda tüm dünyayı etkileyen “Büyük Buhran” zamanlarında yaşandı. Artan işsizlik ve yaşam mücadelesi o kadar zorluydu ki insanlar büyük bir stres ve duygusal çöküntü içindeydi. İşte tam bu dönemde yapbozun stres alan özelliği önem kazandı. Üreticiler o zorlu şartlar içinde fiyatlarını o kadar düşürdüler ki herkesin ulaşabilmesini sağladılar. Böylece hemen hemen her eve giren oyuncak zor zamanların bir yardımcısı olarak ortaya çıktı.
Bir diğer olumlu tarafının da otizmli bireyler üzerinde etkili olduğu yönünde. Araştırmalar, yapbozun otizmli çocukların hayatın içine daha rahat girmesine yardımcı olduğunu ortaya koydu. Beynin her iki yarıküresinin koordinasyonuna yardımcı olan yapbozu bu özelliği, otizmli bireylerin sorun yaşadığı iletişim kurma ve ilişkilendirme gibi yetkinliklerinde büyük fayda sağladığı ortaya çıktı. Yapboz sayesinde otizmli çocukların ince motor becerilerin gelişimi, okuma yazma becerisi kazanımı ve onlar için çok zor bir süreç olan yeni doku ve farklılıkları keşfedebilme yetenekleri önemli ölçüde arttı.
Bunun gibi hayata dokunan birçok yönüyle iyi ki varsın yapboz! Dünya Yapboz Günü kutlu olsun. Tutkunları için değil belki ama bu hobiye yeni başlayacaklar için ufak bir ipucu: önce kenarlar!